Mayalara inat umut dolu ve bereketli bir yıl olsun 2012.
Yazarın Notları: Bu Maya kehanetinden hafiften tırstığımı itiraf etmeliyim :))
Bir de bu fotoğraf bir bloğum olduğunu hatırlattı bana.

Kanadalı Keloğlan Caillou çocuklu pek çok evde olduğu gibi bizde de çok popüler bu aralar. Güya çocuğa 1,5 yıl televizyon izletmedik. Bir gün tv'de görüp "Kayu bu!" dediğinde, üstüne "kayu dıt dıt dıt" diye şarkısına eşlik ettiğinde anladık ki artık kaçışımız yok. Kayu nasılsa hayatımıza çoktan girmiş bizim haberimiz yok.
Yoktum nicedir buralarda. Aslında vedasız bir gitme gibiydi bir nevi. Ne yazdım ne takip ettim uzunca bir zaman. Bir yandan tam gitmek de değildi ama benimkisi. Gidemedim, temelli gitmek de istemedim hiç. Bu yüzden bir veda yoktu. Sayfa bir kasım günü, bir Ankara aktarmasında, çala kalem yazılmış bir yazıyla Ömür Hanıma takılıp kalıverdi öylece. Ha bugün ha yarın yazacağım derken günler günleri kovaladı, önce haftalar, sonra aylar oldu. Tüm bunlar olurken bir Allahın kulu "huu komşu komşuuu şaşkındın, şaşa mı kaldın?" diye sormadı, mahalle baskısıyla yer yerinden oynamadı. Okurun soracağı, yazarın ne hali ne vakti olmayınca da blog
blog olalı en derin sessizliğine gömüldü.
Beri yandan ördek okula, anne tekrar işe alıştı. Ördek büyüdü koca koca konuşmaya, yürümeye başladı. Az buz değil aradan tam sekiz ay geçti. Görüntüyle başladık değişime, du bakalım gerisi de gelir belki en kısa sürede...