Sayfalar

18 Kasım 2021 Perşembe

Olağan Şaşkınlıklar

İki pozitife bi sınıf kapama kampanyası üzeri ara tatil derken, Küçük Ergen'in  günlerdir heyecanla beklediği voleybol antremanları bu sabah tekrar başladı.  Dört yaşından beri kendisini o sporu senin, hadi balesi, müziği, dil kursu, atölye çalışması ve dahası da benim olsun götür, sıcağında soğuğunda bekle, getir derken iyice profesyonelleşmiş "araçsız-Uber anne modumu" aktive ettim. Bi çözüp de tamir edemedik neden, geç kalma fobisi sahibi çocuğun hadi hadi dürtmeleriyle taksiyle 10 dk mesafedeki okula 45 dk önceden yola koyulduk. 

Okula vardığımızda bir buçuk saatlik bekleme sürem kemiksiz ikiye çıktı haliyle. Eve gidip gelmem için kısa, okulun civarında, amaçsızca beklemem için uzun bir süre. En iyisi yakınlardaki alışveriş merkezine gidip, ufak tefek işlerimi halletmek. Hem terası da var açık havada oturup soluklanmalı.

Hazır en favori mağazalarımdan biri de var bu avm'de. Günlerdir aklımda oradan kahve almak. Bir iki gün önce internet sitelerine baktığımda aradığım filtre kahve stoklarında yoktu ama çekirdek kahvede çok güzel bir indirim vardı. Hiç olmadı ondan alır atarım biraz kenara. Malum kahve fiyatları tüm dünyada uçmuş vaziyette, memleketteki şahane döviz kurları da cabası. AVM yollarında ya bunlar içip içebileceğimiz son kahvelerimiz olursa, az stok yapmak lazım diye içlene içlene yürürken bir baktım ki mağazanın içindeyim. AVM daha yeni açılmış, mağazada bir tane çalışan, bir de ben varız. Çamlıca Tepesinde sevdiceğine koşan Hülya Koçyiğit gibi koştum kahve reyonuna. Aman Allahım, ne kadar mesudum! Filtremin ince gülü hemen oracıkta, raflarda. Hemi de indirimli fiyatıyla! Bu kahvenin bildim bileli hep iki fiyatı var. Biri normal etiket fiyatı, diğeri indirimli. Paterni henüz çözmeye vakıf olamadım ama mağazaya bir gidişimde normal, ertesi gün indirimli fiyata denk gelebiliyorum, ya da bir mağazada indirimliyken diğerinde etiket fiyatıyla satılıyor olabiliyor. O nedenle indirimli fiyata denk geldiğim zamanlarda almayı tercih ediyorum hep. Hoş bu ara piyasadaki diğer markalarda fiyatlar öyle arttı ki normal etiket fiyatına bile razıydım bu defa. Niyetim üç paket kadar almak ama arayıp fikrini sorduğum Benim Adam kendisinden hiç tahmin etmediğim bir şekilde "altı paket al  istersen" deyiverince bir anda kendimi 500 gr'lık altı paket kahveyi sepete atmış buluverdim. Öyle ya seçmişim arka sıralardan özene bezene son kullanma tarihi en uzun tarihli olan paketleri; ya sonraya bırakırsam ve mazallah ben geri dönene kadar mağaza yağmalanır ve ben kahvesiz kalırsam, di mi ya?

Ödemeyi yapıp aldıklarımı alışveriş çantama doldurduğum an, yediğim haltla da yüzleştiğim an oldu.  Elimde üç kilo kahve artı aldığım bir kaç ıvır zıvır - favori mağazamdan tek kahve alıp çıkacak değildim elbette :)) ve üzerine montu, hırkası derken dört kiloya yakın bir poşet ve daha geçirmem gereken bir buçuk saat.  O da yetmez okula dönüp çocuğu almam, yemek yedirmem oradan da hastaneye götürüp taze taze girilmiş 12. yaş hediyesi olarak, adı batasıca, evlerden ırak Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen Virüsü aşısı yaptırmam lazım. Ve sen tüm buralara, ki yaklaşık 3 km kadarlık bir parkur,  omzunda koca poşet, yürüyerek gideceksin biliyosun di mi a Şaşkın?

En iyisi mi dolanırken içerim diyerek aldığım şu iki şişe suyu bitireyim çabuk çabuk da, yüküm hafiflesin azıcık dedim. Kahveleri demleyip içemeyecektim nihayetinde. Terasta feril ferah oturup suları tüketmeye çalışırken, madem gezemeyip oturuyorum boşa geçmesin zaman düsturuyla AÖF mobil uygulamasına giriş yaptım. Yakın bir zaman önce dertsiz başına durduk yere dertler açmıştı madem, boş oturmayaydı az ders çalışaydı bu Şaşkın. Sayfayı bir açtım ki gördüğüm ilk şey stresime stres ekledi. Aha da nedeni aşağıda! Şu an en ihtiyacım olan şey de bir sınav geri sayım sayacıydı zaten. Tişikkirler AÖF!



Bu şokun üzerine ders çalışma hevesim artacağına kaçacak delik aradı. Oturdum blog yazdım. Yarım kaldı, yayınlayamadım. Gittim çocuğu okuldan aldım, yemeğiydi, aşısıydı, amanın bi de voleybol müsabakası için sağlık raporu mu lazımmıştı, ya bu kuru fasülye niye böyle tatsız olduydu, bitmek bilmez çamaşırıydı, şu koridoru bi de mutfağı viledalayıverdim mi tamamdı derken gün bitti.

Tik tak, tik tak... Sayaç acımasızca geriye saymaya devam ederken Mendel'i, bezelyelerini ve yine ders çalışmamak için yaptıklarımı düşündüm, gözlerim kapalı. 




16 Kasım 2021 Salı

Olmak ya da Olmamak

  "Aslında sen yoğsun hemşire" dedi konuyla ilgili kapısını çaldığım sevgili Evren hemşirem.

"Şu ana kadarki tüm göstergeler o yönde. Sanırım, hakkaten ve essahtan ben yoğum hemşirem" dedim hayal kırıklığıyla. 

"Hakkını helal et, aniden silinip, kayboluverirsem ortandan." Bu kısmı içimden söylemiş ya da şimdi uydurmuş da olabilirim. Emin değilim. 

"Ağır kimlik krizi yaşıyorum, varoluşumu sorguluyorum şu anda. Galiba ben diye biri aslında yok. Ya da artık güncelleme almayan bir Sims karakteriyim." diye hönkürerek, soluğu kardeşler vassap grubunda aldım bu defa.  

"Yaşama, yaşama. Dön o dönemlerdeki fotoğraflarına bak." dedi ailemizin Gurusu, hikmetinden sual olunmaz Big Sis.

Fotoğraflara bakayım iyi hoş da, bu defa da güncelleme almayan Sims karakteri olma ihtimalimi sıfırlayamıyoruz hala!

"Lütfen ama lüüütfen Sahip... Kıyıp da silme henüz beni... O yeni nesil mini mini Simler, en günceldir gençler güncellemesiz halimle bile getir götürümü yapar benim! Sana söz, bende potansiyel daha çoook..."

"Getir götürümü yapar" dedim mi? Dedim! Pişman mıyım? Asla! Sahip görsün, duysun, güncellemem belki artık durmuş olabilir ama sonuncusu da hani çok eski değil.

Peki neydi varoluşumu sorgulatarak beni derin varoluş sancıları ve kimlik bunalımına salan o meşum olay?

Günlerden bi gündü; hava güneşli miydi, soğuk muydu bilmem: "memlekete dönüşümüzün neredeyse sene-i devriyesi geldi, Küçük Ergen koca kız oldu, kendi işini kendi görebiliyor, okulu da belli ki zırt pırt kapanmayacak artık; gel sen hele Şaşkın şu CV'ni bi güncelle, EYT'si dile gelse, çözülse yine de tamamlanacak bi sürü günlerin var, onları bi tamamla, bi titre, bi kendine gel, haydi Şaşkınlar çalışma hayatına" dedim, o iş bulma sitesi senin, bu benim, bi heves işe koyuldum.

Hayaller:

Geçip giden oooo zamanların uuuu ardından CV güncelleme dediğin zaten bi fotoğraf, bi de adres değişikliği, ha birkaç da eskiden kalma yazım hatasının düzeltimi en fazla. Sonrası suskun gidişimin muhteşem dönüşü olması dilek ve temennisi ile iş arama, tarama ve başvurularına bir an önce başlamak. 

Gerçekler:

- Gözler de şahin gibiydi halbuki dokuz sene önce a Şaşkın! Hiç yakışıyor mu? Çok ayıp sana, ne çok hata varmış düzeltilecek.

- Bak bak bak, çalıştığım firmalara da bak hele. Bildiğin ölüm grubu. Benim diyen sağ çıkıp da gün yüzü görememiş. Altı firmanın beşinin güncel statü: "merhumu nasıl bilirdiniz?" Hani CV'mi incelecek bi İK'cı arkadaş şöyle çalıştığı firmalara bakayım dese bildiğin şüpheli profil.

-  Allah, Allaaah bu alan neden geçersiz şimdi? Güncelle diyip duruyor. E hani nerde benim mezun olduğum bölüm? İngilizce hazırlığı, lisansı beş senemi verdiğim sevgili bölümüm; sen de tarihe karıştın da diğer mi oldun şimdi sen?

Mezun olunan bölüm artık yok, çalışılan altı firmadan beşi yok. Bi uğursuzluk var bende, dokunan yanıyor mu noluyor desem, ben içindeyken hepsi de vardılar. Ne olduysa ben gittikten sonra olmuş. Bilmediniz siiiiz kıymetimiiiii, deseeeem... Diyerekten şarkıya girsem, bensiz yapamamışlar bak görüyo musun diye diye egolara gelsem, yok yahu şirket yönetmiyordum ya nihayetinde.  O kadar da diil...

Hah işte zurnanın zırt, varoluş krizinin kırt dediği nokta! Ben varken varmışlar, ben yokken yok. O zaman ben aslında yok muyum? Ben bi şekilde var isem aslında bi çeşit Sims karakteriyim de artık güncellemem mi kesilmiş? Öyleyse, ben Matriks'imin yollarında tıngır mıngır yol alırken, onlar gelen her güncellemede birer birer sistemden mi silinmişler? O ne, yoksa sıradaki ben miyim? Şekspir "olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu" derken tarihin en büyük spoylerini vermiş de kıymetini bunca zaman bilmemiş miyim?

Ben bu soruların yanıtlarını aramaya devam ederken,  bir yandan da "ya aslında vardıysam" seçeneğini cepte tutarak başvurduğum şirketlerden henüz bir ses seda yok. Bir zamanlar "gelmiş bu yaşına, kocayı anca bulup yeni evlenmiş, çocuk yapar gider hemen bu" diyerek "çocuk da yaparım kariyer de" sevdama bir çırpıda taş koyan pek sevgili İK piyasasına "ne demek efenim, lafı mı olur, sizi mi kıracağım" demiş ve hemencecik Küçük Ördek'i almıştım kucağıma. En iyisi mi gideyim de "gelmiş bu yaşına, menapoza da girer yakında, siniri, al basması hiç çekilmez icabında" tayfaya yazdığım ön mektuplarda küçük bir revizyon yapayım.

Sevgili İK,

Yaşıma, başıma, verdiğim onca araya bakmadan tarafınıza yapmış olduğum bu başvurumu değerlendirirken sizlere sıkıntı vermemek adına menapozuma çok bi zaman önce, erken erken girip ve hatta çıktığımı, bundan mütevellit sıcak basması, sinir hoplaması (referanslar aşağıda sunulmuştur) ve hatta bonus olarak da aylık periyotsal dertlerimin olmadığını göz önünde bulundurmanızı rica ederim. 

Ya çocuk durumları derseniz; kendisi üzerinize afiyet çok yakında ana kadroya geçecek çiçeği burnunda bir ergen adayı. Ateşi, doktoru, yuvası, bayramı seyranı, yetenek gösterisi çoktan mazi, "annneğğğ yaaağğğ, ne işin var voleybol maçımdaaağğğğ" ise niyazi.  

Son sürüm güncellemelerim yapılmış olup, güncelleme alımının devamı için müzakerelerim devam etmektedir.

Saygılarımla,

Şaşkın E.

Referanslar: Benim Adam E., Küçük Ergen E., Evren the Hemşire



Etiketler

#100.Yıl #29Ekim (1) #ağacımadokunma (1) #AilemizinGurusu (1) #anılar (7) #ArtRecreation (1) #ayrıyazılır (1) #bavulculuk (2) #benimadam (2) #BigSis (1) #bing #ai (1) #Caillou (1) #canımbabam (1) #coronatürmort (1) #Covid19Günceleri (3) #Dark (2) #dikkateksikliğisendromu (4) #doğruyazınkardeeeşim (1) #doğumgünü (3) #GameofThrones (4) #GeorgeR.R.Martin (5) #göçebe (6) #göçmenkadınlar (1) #gurbetçilik (7) #hemşire (1) #hemşirelik (6) #Hıdırellez (2) #içindenalmanyageçenyazılar (5) #İçindenAlmanyageçenyazılar (3) #içindenciddiyetgeçenyazılar (18) #içindenfilmgeçenyazılar (2) #içindenhüzüngeçenyazılar (1) #içindenistanbulgeçenyazılar (4) #içindenizmirgeçenyazılar (7) #İçindenMatrixGeçenyazılar (14) #içindenmizahgeçenyazılar (69) #içindenmutlulukgeçenyazılar (6) #içindenromanyageçenyazılar (2) #içindenşarkısözügeçenyazılar (31) #içindenşiirgeçenyazılar (17) #ileridönüşüm (2) #kafamaneredenesersekuşağı (5) #karantinahalleri (3) #Kayu (1) #kedigünlükleri (4) #kendimenotlar (8) #kim-olduğunu-bilirsin-sen (5) #küçükbirader (2) #küçükergen (9) #küçükkankam (7) #küçükördek (20) #lakap (1) #lost (1) #Marduk (2) #mercekbulut (1) #mim (10) #mindfulness (1) #mutluluk (2) #mylittlefeltstuff (4) #özürdilerimsezenaksu (1) #RIP (11) #seçmesaçmalar (1) #sevgiligünlük (1) #sevgililergünü (2) #SeziKalkavan (1) #soneryalçınlütfenbanakızma (1) #sonhavabükücü (2) #sonsuztemizlikdöngüsü (5) #şaşkın (41) #ŞaşkınınADHDGünlüğü (7) #ŞaşkınınAÖFmaceraları (10) #ŞaşkınınBayramÇelıncı (4) #şaşkınınsevgililergünüdileği (3) #şaşkınjunior (1) #şaşkınmutfakta (6) #tatil (1) #telekom (1) #uykusuzluk (1) #ValideSultan (18) #vallahidebunlarhepmizah (1) #yapayzeka (1) ArtRecreation (1)