Dün Almanya'da genel seçimler yapıldı. Almanya fakir bir ülke olduğu için böyle sessiz sedasız, usulca yapıldı ve bitti her şey. Sokak lambalarına asılı bir kaç poster, bir kaç billboard, haftada bir semt pazarının girişinde kurulmuş bir kaç stand topu topu. Sağda solda denk gelmesen haberin bile olmayacak.
Dedim, ya fakir bu Almanlar, çok yazık. Böyle kuru kuru seçim nerde görülmüş. Nerde bizdeki o heybetli bayraklar, bangır bangır geçen seçim konvoyları, yüklü miting harcamaları, ufak tefek erzaktan başlayıp beyaz eşyaya uzanan cömert seçim yardımları. Peheeey. Pazar yerinde Ördeğe jelibon veren parti kıyısından köşesinden meclise girmiş, balon veren ise ana muhalefette yerini korumuş. Birinci gelen Angela Yengenin partisi birinciliği çoktan garantilemiş belli ki bir bonbonunu bile göremedik.Zaten Korsan diye partisi olan bir ülkeden ne beklersin. Siyaset dediğin ciddi iştir, öyle zibidiliğin lüzumu yok. Hele sessiz, sedasız hiç olmaz. Esip gürleyeceksin, kodun mu oturtacaksın. Gelsinler hele balık tutmaya başlamadan önce işi ustasından öğrensinler.
Ya Alman seçmene ne demeli? "Kafası kıyak Başbagan istemezük" dememişler oyları üçüncü defa, hem de daha çok, tek eliyle Oktoberfest birasını kafasına dikebilen kahkülünü sevdiceğim Angela Yengeye vermişler. Hem garı, hem bira içiyo töbe töbee...
Oktoberfest demişken... O da geçtiğimiz cumartesi yani seçimden bir gün önce başladı. Etkisinin seçimlerden fazla olduğu da malum.
Özetle; Almanya seçimleri bitti darısı başımıza. Biranız soğuk, keyfiniz bol olsun.