Kırkına ramak kalmış şu ömrüm hiç bir şeyle değil taşınmakla geçti sevgili okur. Şu dünyaya geldim geleli yaşadığım iki ülke, beş güzide şehirde oturduğum evlerin sayısı on dört olmuş. Her yaz başı pılımızı pırtımızı toplayıp memlekete döndüğümüz sonbaharda aynı pılı pırtıyı tekrar geri getirdiğimiz beş yıllık yurt hayatını, orda burda yancı kaldığım zamanları ya da taşınma eylemine fiziksel olarak katılmakla birlikte içinde düzenli olarak yaşamadığım Valide Sultan'ın müstesna bir takım evlerini ise hiç hesaba katmıyorum.
Sanki biri "göç ya kulum" demiş kulağıma bir evden ötekine, bir şehirden diğerine dolanıp duruyorum. İşin ilginç yanı nasıl bir kanıksamaysa artık yarın "hadi taşınıyoruz" deseler "yine mi değil", "ne zaman" diyecek kadar da sıradan bir durum bu benim için. Kocasını bile lojistik sektöründen bulmuş insanım yahu ötesi mi var?
Yoktum buralarda epeydir. Hatta sözüm ona kapatıp da gittiydim, bir daha gelmeyecektim, olur da gelirsem geldiğim yer burası olmayacaktı. Yine bir taşınmanın eşiğindeydim. Bu sefer sınırları da aşacaktım. Bilinmeze yol alacaktım. Zaten Şaşkın Kova'nın Seyir Defteri görevini tamamlamıştı. Falandı filandı.
Geçen yıl, tam da Maya Takviminin sonu 21 Aralıkta başladı Ördek'le Almanya maceramız. Bu arada yeni evimize yerleştik, yeni şehrimizi ve çevresini keşfettik. Dokuz aya bir hastalık, iki Türkiye seyahati sığdırdık. Sonunda Eylül geldi, Ördek anaokuluna başladı. Her şeyi zihnime yazmaktan benim kafada yer kalmamıştı. Hazır ortam da artık müsaitti. "Göç başlasın ya kulum" dedi bir ses kulağıma.
Oturdum bilgisayarın başına. Yeni bir alan adı alayım, her şeye sıfırdan başlayayım falan derken yapamadım. Burada yerleşmiştim, küçük kökler salmıştım, konum komşum vardı. Bura bari "constant"ım olaydı.
Sonuçta, canı sıkılan ev kadını modeli, ev olmadı bari yerine mobilyaların yerini değiştireyim dedim. Bir kaç dokunuş ve isim değişikliği ile Şaşkın Kova'nın Seyir Defteri gitti, Göçebe Günlük geldi.
Diyeceğim o ki ben yine buralardayım. Konu komşuyu çaya, kahveye beklerim :))
Ben buradan da gitmediğine sevindim. Gidesi geldiğinde, dönüp gidememek de bence büyük meziyet :)
YanıtlaSilTeşekkürler Sokak Kedisi. Böyle şeyler duyunca da "iyi ki gitmemişim" diyor insan :))
YanıtlaSilbiliyodum ki ben kafandaki kelimelerin taşar bir gün. iyi ki canım benim, çok özlemiştim.
YanıtlaSilOlmadı senin bloga yanlıyorum zaten merak etme Evrenim :))
YanıtlaSil