Bu seyir defterinin amacı Şaşkın Kova’nın hayata bakışına küçük bir kesit sunmaktan ibaret. Ciddi bir ajandası, herhangi özel bir teması yok; edebiyat kaygısı hiç yok.
Başka bir şehirde bıraktığı ailesine, dostlarına bir tık uzaklıkta olmak, derin ve müebbet depresif :) bir dostu birazcık gülümsetebilmek, hayatla azıcık gırgır geçmek, biraz da beyinsel paslanmadan korunmak yeter de artar ona.
Hayatı nasıl geldiği gibi yaşıyorsa yazdıkları da öyle. Kafasına o gün nereden ne eserse... Yeter ki dertler, kederler uzak; neşemiz, muhabbetimiz bol olsun.
İyi güzel de bazen hayat öyle bir kelek atıyor ki içinden hiç de eğlenceli şeyler yazmak gelmiyor insanın. Ne zaman böyle bir keleğe denk gelsem, canım sıkılsa “hey gidi kavanoz götlü dünya” derim öbür yakadaki peder beye de şöyle güzel bir selam göndererek.
İşte iki gündür bolca selam gönderdim ben o taraflara. Bir yanım fena acıyor dostumun acısına, bir yanım da diyor ki asıl şimdi gülüp nanik yapmalıyız o davetsiz misafire, geldiği gibi bilsin gitmesini de.
Ve gerçekten inanmak istiyorum "şanslı Perşembe"ye.
sana söyledim gün gece de, sepoyu al yanına... o da ritm tutat kafasına göre :)))
YanıtlaSilen çok sana zorlanıyorum anlatmakta ben baba dedikçe sen de açtığım yaralara bakamayacağım için gelme dedim...biliyorum...gel desem gelirsin...yara senin için nanik yapılması gerekendir...yaparız belki bugün :)
18 shut zorlar ama.. .belki... bilemedim bak şimdi... denesem mi?... şak şaka :)
Shutları ufaltır yine 18'e tamamlarız sen merak etme :))
YanıtlaSilhem ben inanıyorum hala... öyle bir nanik yapacağız ki nasıl gittiğini bile bilemeyecek.