![]() |
Baharın gelişinin sembolü Martişor. Umut olsun... Her şey çok güzel olsun... |
Aç parantez. Bak George R.R. Martin dedim aklıma geldi sinirlendim gene. 6 sene olmuş ben yazdığı son kitabı okuyalı, bu yazıyı yazalı. Dizisi bile bitmiş gitmiş ama o son iki kitap hala bitmemiş. Sal artık sen de Martin reyiz, sal gitsin. Nasıl izlediysek o uyduruk finalli diziyi ne yazarsan yaz, onu da okuruz. Kapa parantez.
En taze gelin halimle gelmiştim ben buraya. Sevgili hemşireme "kızım sen olmasan hayatta gelmem bu şehre" dediğim Bursa'ya kaderin bir cilvesi olarak yeni taşınmıştım.
Müzmin bekardan acemi evliye, çok yoğun bir iş hayatından "şimdi sen yeni evlenmişsin, yaşın da var, hemen çocuk yaparsın, istemezük" cevaplı seri iş başvurularına yatay geçiş yapmıştım.
Madem iş güç yoktu bari yazayımdı. Anlatacak bir şeyler ille ki bulunurdu.
Derken önce ördek anası, sonra çalışan ördek anası, en nihayetinde gurbetçi ördek anası oldum. Şehir içi, şehirler arası derken profesyonel göçebeliğime ülkeler arası taşınmalar ekledim.
Hani daha karpuz kesecektik, Almanya maceralarımı yazacaktım derken kendimi Balkanların koynunda, Bükreş'te buldum.
Küçük ördek büyüdü, kuğu oldu, ergenliğe yavaştan adım attı.
Çılgın kızımız Köpük katıldı aramıza bir de kedi anası oldum.
Saçlarımdaki aklar, yüzümdeki çizgiler arttı, az biraz yaş aldım.
Ne yapılır ki bu ülkede diye geldiğim Romanya'da çok gezdim, çok öğrendim, hayatıma yepyeni arkadaşlar kattım.
Yokluğunda blog seni az biraz Instagram'la aldattım. Fotoğraf çektim, #mybeautiful_romania tag'iyle paylaştım.
Gece uykusuzluğu hala başa dert olsa da vakitlice uyanmalara en nihayet alıştım.
Belki düzenli yazmaya da alışırım bir gün. Bir umut...