İki pozitife bi sınıf kapama kampanyası üzeri ara tatil derken, Küçük Ergen'in günlerdir heyecanla beklediği voleybol antremanları bu sabah tekrar başladı. Dört yaşından beri kendisini o sporu senin, hadi balesi, müziği, dil kursu, atölye çalışması ve dahası da benim olsun götür, sıcağında soğuğunda bekle, getir derken iyice profesyonelleşmiş "araçsız-Uber anne modumu" aktive ettim. Bi çözüp de tamir edemedik neden, geç kalma fobisi sahibi çocuğun hadi hadi dürtmeleriyle taksiyle 10 dk mesafedeki okula 45 dk önceden yola koyulduk.
Okula vardığımızda bir buçuk saatlik bekleme sürem kemiksiz ikiye çıktı haliyle. Eve gidip gelmem için kısa, okulun civarında, amaçsızca beklemem için uzun bir süre. En iyisi yakınlardaki alışveriş merkezine gidip, ufak tefek işlerimi halletmek. Hem terası da var açık havada oturup soluklanmalı.
Hazır en favori mağazalarımdan biri de var bu avm'de. Günlerdir aklımda oradan kahve almak. Bir iki gün önce internet sitelerine baktığımda aradığım filtre kahve stoklarında yoktu ama çekirdek kahvede çok güzel bir indirim vardı. Hiç olmadı ondan alır atarım biraz kenara. Malum kahve fiyatları tüm dünyada uçmuş vaziyette, memleketteki şahane döviz kurları da cabası. AVM yollarında ya bunlar içip içebileceğimiz son kahvelerimiz olursa, az stok yapmak lazım diye içlene içlene yürürken bir baktım ki mağazanın içindeyim. AVM daha yeni açılmış, mağazada bir tane çalışan, bir de ben varız. Çamlıca Tepesinde sevdiceğine koşan Hülya Koçyiğit gibi koştum kahve reyonuna. Aman Allahım, ne kadar mesudum! Filtremin ince gülü hemen oracıkta, raflarda. Hemi de indirimli fiyatıyla! Bu kahvenin bildim bileli hep iki fiyatı var. Biri normal etiket fiyatı, diğeri indirimli. Paterni henüz çözmeye vakıf olamadım ama mağazaya bir gidişimde normal, ertesi gün indirimli fiyata denk gelebiliyorum, ya da bir mağazada indirimliyken diğerinde etiket fiyatıyla satılıyor olabiliyor. O nedenle indirimli fiyata denk geldiğim zamanlarda almayı tercih ediyorum hep. Hoş bu ara piyasadaki diğer markalarda fiyatlar öyle arttı ki normal etiket fiyatına bile razıydım bu defa. Niyetim üç paket kadar almak ama arayıp fikrini sorduğum Benim Adam kendisinden hiç tahmin etmediğim bir şekilde "altı paket al istersen" deyiverince bir anda kendimi 500 gr'lık altı paket kahveyi sepete atmış buluverdim. Öyle ya seçmişim arka sıralardan özene bezene son kullanma tarihi en uzun tarihli olan paketleri; ya sonraya bırakırsam ve mazallah ben geri dönene kadar mağaza yağmalanır ve ben kahvesiz kalırsam, di mi ya?
Ödemeyi yapıp aldıklarımı alışveriş çantama doldurduğum an, yediğim haltla da yüzleştiğim an oldu. Elimde üç kilo kahve artı aldığım bir kaç ıvır zıvır - favori mağazamdan tek kahve alıp çıkacak değildim elbette :)) ve üzerine montu, hırkası derken dört kiloya yakın bir poşet ve daha geçirmem gereken bir buçuk saat. O da yetmez okula dönüp çocuğu almam, yemek yedirmem oradan da hastaneye götürüp taze taze girilmiş 12. yaş hediyesi olarak, adı batasıca, evlerden ırak Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen Virüsü aşısı yaptırmam lazım. Ve sen tüm buralara, ki yaklaşık 3 km kadarlık bir parkur, omzunda koca poşet, yürüyerek gideceksin biliyosun di mi a Şaşkın?
En iyisi mi dolanırken içerim diyerek aldığım şu iki şişe suyu bitireyim çabuk çabuk da, yüküm hafiflesin azıcık dedim. Kahveleri demleyip içemeyecektim nihayetinde. Terasta feril ferah oturup suları tüketmeye çalışırken, madem gezemeyip oturuyorum boşa geçmesin zaman düsturuyla AÖF mobil uygulamasına giriş yaptım. Yakın bir zaman önce dertsiz başına durduk yere dertler açmıştı madem, boş oturmayaydı az ders çalışaydı bu Şaşkın. Sayfayı bir açtım ki gördüğüm ilk şey stresime stres ekledi. Aha da nedeni aşağıda! Şu an en ihtiyacım olan şey de bir sınav geri sayım sayacıydı zaten. Tişikkirler AÖF!
Bu şokun üzerine ders çalışma hevesim artacağına kaçacak delik aradı. Oturdum blog yazdım. Yarım kaldı, yayınlayamadım. Gittim çocuğu okuldan aldım, yemeğiydi, aşısıydı, amanın bi de voleybol müsabakası için sağlık raporu mu lazımmıştı, ya bu kuru fasülye niye böyle tatsız olduydu, bitmek bilmez çamaşırıydı, şu koridoru bi de mutfağı viledalayıverdim mi tamamdı derken gün bitti.
Tik tak, tik tak... Sayaç acımasızca geriye saymaya devam ederken Mendel'i, bezelyelerini ve yine ders çalışmamak için yaptıklarımı düşündüm, gözlerim kapalı.
e o zaman sen artık İstanbul'dasın yani öyle mi sevgili adaşım? bak o kadar uzun süre yazmadın ki güncelleme lazım demek ki :)
YanıtlaSilAÖF'de tarım teknolojisi mi okuyorsun bu arada? ay şahaneymiş. çalışır yaparsın, daraltma kendini şeker.
Tamı tamına bir sene oldu memlekete döneli sevgili adaşım. İstanbul değil ama Bursa'dayız.
SilVe evet Tarım Teknolojisi; okuyorum demeyelim de okumaya çalışıyorum diyelim şimdilik. Nedeni, nasılı bambaşka bir blog konusu :))
Bak yazmayı bir daha bırakma da ötesine ne yaparsan yap. Bir de aldığınla fiyat kıyaslaması yapamayacağım ama hiç IKEA'nın sattığı filtre kahveyi denedin mi diyeceğim:) Trendyol'a falan sapmadan, çünkü onlar pahallı satıyorlar.
YanıtlaSilYazmaya yazmaya biriken kozmik enerjiyle yazınca daha verimli oluyomuş. Öyle diyolla. :))
SilYıllardır ucuzu, pahalısı,aromalısı, aromasızı sayısız kahve denedikten sonra kahve tercihinde de basit bir damak zevkim olduğuna kanaat getirdim. Güzel demlenmiş, hafif dokulu bir fincan, sade filtre kahve beni mutlu etmeye yetiyor ve bu tip kahveler de ucuz - orta fiyatlı kahveler arasından çıkıyor. :) Misal dışarıda içeceksem Mekdanıls'ın taze demlenmiş 4 liralık kahvesini (o da 2 liraydı kısa bi süre önce, hey gidi günler) Istarbaks'ın yanık ama pahalı kahvesine tercih ediyorum. IKEA'yı da denedim bu süreçte ama kahvede de görünen o ki Almancıyım. :)) Marketlerde de satılan o en meşhur, çibolu Alman diil ama benimki. Onların mağazalarına da bayılırım konsept olarak ama her ne kadar şu an, şu satırları yazarken onların kahvesini yudumluyor olsam da ııh onların kahvesi de değil gönlümdeki. :) Laudatio derler onun adına hadi gidelim rozzzmana :D
Voleybol demek. Küçük Ergen sülün gibi, manken gibi, boylu poslu kız olacak, kesin. Basketbol olması şart değil. Sonuç hep bu:)
YanıtlaSilBir de, filtre kafeyi fazla kaçırmayın aman. Geçen gün kardiyolog hanım uyarıyordu, kafeini konusunda. Afiyetler, kolaylıklar olsun her daim:)
Kendisine senelerce spor beğendiremedik. Sporcu olmasına da gerek yok yeter ki az hareket etsin dedik. Iıh olmadı, olduramadık. Yeni okulunun voleybol koçu sayesinde en nihayet severek yaptığı sporu buldu. Haftada iki gün zar zor spor yaptırmaya çalıştığım çocuk şimdi dört gün antremana gidiyor, müsabakalarımız var falan diye heyecan yapıyor. :))
SilKahve uyarısı için çok teşekkürler. Tek tiryakiliğim o kalmıştı ki ağır geçen bir eliminasyon diyeti sonunda şimdilik günde bir, en fazla ikiye düşürebildim.
Sana güvenim sonsuz hemşire, sen ki bölüm, fakülte, üniversite mezuniyeti derecelerle dolu bir Şaşkın insanı olarak, teknolojiden girer, topraktan çıkarsın. Bak şimdi yazarken fark ettim, sen ki evinde canlı bir bitki bakamayan insansın, sana kalıp aç mı kalırız ki... Allahım sen bizi Şaşkının tarım yapacağı günlerden korusan mı?
YanıtlaSilŞahsıma olan güveninizden aldığımız kuvvetle hamdolsuuun çalışmalarımız güçlenerek devam etmekte. Tuttuğumuz dalın kuruması falan, bunlar heeep dış ribozomların algı oyunları. Biz bunları da çözmesini biliriz! Benim alanım biliyorsunuz biyoloji. Mendel sebep, bezelye neticedir! Şu an değişik bir şey deniyoruz. 23. bezelyeyi bulma noktasında hamdolsun son aşamaya geldik. İki yıl içinde, geliştireceğimiz mutasyonlarla dünya tarım ekonomisindee liderliğeee... zbnsejrujejeke
SilSınav kapısından bildiriyorum hemşire. Bi okunmuş pirinç atmadın ya kafama alacağım olsun hsnsieieje :)))