Sayfalar

2 Haziran 2021 Çarşamba

Ergen Oyunları

ÖNCESİ

O şaka yapmıştı, ben de kibarca gülümsemiştim. Hatta şiir bile yazmıştım.

SONRASI

Hiç şakası yokmuş. Kibarca gülümseme de, şiir de bu tür durumlarda işe yaramıyormuş.

Henüz 500'lük puzzle'ın yapıştırıcısı kurumadan bir baktım ki 1.000 parçalık yeni puzzle geldi. 

Bu puzzle kelimesine de bayılmıyorum, hele sonuna Türkçe ek aldığı zaman kesme işareti ile ayırmak durumunda kalıyorum ki o daha da rahatsız edici benim gibi takıntıları olan biri için. Lakin, elimde değil, yerine bulduğumuz Türkçe karşılık "yapboz" kelimesi sinirlerimi oynatıyor. Duydukça yüzümün bir tarafına çocuğun anaokulu günlerinden miras bir seğirme tebelleş oluyor. 

Bir dönem Loom Twister lastikleri furyası ile birlikte annelerin korkulu rüyası olmuş Hama boncuk çılgınlığı vardı. Hani şu mini mini, rengarenk boncukların deliye pösteki saydırır gibi kalıplara dizildiği ve sonrasında üzerlerine ütü basıp yapıştırmak suretiyle bir takım şekillerin yapıldığı.


Bir gün bizim kızı anaokulundan almaya gittim. Yere çömmüş tüm ciddiyetiyle yine bu boncukları diziyor. Tutturdu "olmaz da olmaz, bu bitene kadar hayatta gelmem". O yaşların inadı bir başka olur malum; sloganım "hı hı, dünya düzdür" deyip, sabrı içime içime çekip, kaderime razı olduğum zamanlar.
 
Baktım son derece kararlı ama kalıp da kocaman bir kalp; bunun minnak parmaklarla kolay kolay bitecek gibi değil. El mecbur çöktüm yanına, dedim "kay kenara, yardım edeyim". Neyse ki talebim uygun bulundu. O boncukları teker teker itina ile seçip yerleştirirken, ben avuçlayıp avuçlayıp kalıbın üzerine boşaltmaya başladım. Artık kaç tanesi yerini bulursa kâr kârdır diye düşünerek. O birer birer, ben beşer onar derken tüm kalıbı tamamladık. 

"Tamam mı, gidebilir miyiz şimdi?" dedim. "Tamam" dedi, eserine şöylece bir baktı, kalıbı eline alıp ne var yok hepsini hızlıca boncuk kutusuna geri boşalttı ve "hadi gidelim" dedi.  Çocuğum bizim daha o yıllarda hikmetini henüz bilmediğimiz mayndfulnıs* seansını tamamlamış önündeki maçlara bakarken ben "bu kadar dizdik, ütü kısmı nasıl olacak, acaba eve kadar dökmeden taşıyabilir miyiz, kalıbı da ödünç verirler mi ki, iade-i boncuk da yaparız" falan gibi bi takım annesel sorulara cevap bulmaya çalışıyordum hala kafamda.

İşte bu yapboz kelimesi zihnimin derinliklerinde istemsizce beni o ana götürüyor. Sabır, selamet, uğraş, didin 1000 parçalık yapbozu yapmışız ve biter bitmez bozup kutuya geri koyuyormuşuz gibi bir his. Madem bozacak idik neden yaptık Sayın TDK?

"Çocukken anaokuluna gideydim, şu boncuklardan neyin yapaydım daha sabırlı, biraz da mayndful bir insan olur muydum acaba?" diye sordum durdum sonraları kendime. Kendim için cevabı bulamadım lakin "çocuğu iki sene Alaman anaokuluna gönderdin, üzerine de beş buçuk sene kayndnısla yatıp mayndfulnısla kalkan Romen okulu, bu çocuk öğrendi biraz bu işleri de bu puzzle belasına merak saldı galiba" diye düşünür buldum kendimi 1000'lik puzzle'ın başında. 

Hafta sonu geldi, kutu açıldı. Ben parçaları renk ve şekillerine göre ayırmaya çalışırken o köşeleri yapmayı bitirdi. Sonra yine o sıralı, ben dağınık şekilde çalışmaya başladık. Çok geçmeden benimki söylenmeye başladı. Sahi niye 1000'lik almıştık ki (bilmem, sen seçip babana aldırdığın için olabilir mi?), 750'lik yok muydu ki (yoktu), yan yattı, çamura battı derken derken bir yaptık, iki yaptık, bizim kızın hep bir bahanesiyle devamı bir türlü gelmez oldu. 

Çocuk yukarıda odasında arkadaşıyla online sohbette, ben başım önümde köpek parçaları birleştirmeye çalışırken bende böyle ani bi aydınlanma gerçekleşti. Ben aman da çocuğum mayndful oldu diye gönenip, iki oturayım yanında bana da bulaşır belki ucundan diye umutlanırken sanıyorum aslında trollenmişim. Eldeki veriler ışığında, şüphem o ki, bu küçük ergen boş vakitlerinde bunu dışarı çıkartıp yürütmemem için beni puzzle marifetiyle manipüle etmiş. İki yürüyelim, temiz hava alalım saatlerinde beni oturtup puzzle yaptırıyor, sonrasında ya dersi var, ya uykusu ya da aaah şimdi canı istemiyor. Vay çakaaal diyeceğim de kimin kızı? İlle çekecek soyuna sopuna.

Ben ki bu çocuğu güzel İzmirimizin güzel bir deyişiyle lapdöt (anladınız siz onu) olmasın diye pusetten indiği yaştan itibaren dağ bayır demeden yürütmüşüm, karbon ayak izi konusunda duyarlı bir insan evladı olsun diye yürüyemeyeceğimiz yere de hep toplu taşıma araçları ile götürmüşüm. Bi pandemi, bi ergenlik pofff hoşgeldin Bayan Evkuşu, anasına operasyon çekiyor.

Ama benim adım Şaşkın! Biz bu oyunu bozarız küçük ergen! O puzzle bitecek, o adımlar atılacak be heeey heydi hey.  (Dedi ve "herşeyini ben yapıcam, sonra da mutfağı temizleyeceğim, valla bak söz, senden hiçbir şey istemeyeceğim" denilerek kandırıldığı iki katlı pastayı kurtarmak üzere, hıçkırarak mutfağın yolunu tuttu.) 



* Mindfulness: Bak işte buna da Türkçe bir karşılık bulamadılar hala. Gerçi bulmasalar daha mı iyi olur onu da bilemedim. 

Hikayenin Öncesi:  Puzzle



12 yorum:

  1. Anaların çocuklarının oyununa gelme durumunu açıklayan bir kelime var mı? Malum o konulara dağarcık bende sıfır. 😎

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kurt kocayınca deyimi var mesela o olur gibi sanki. 😂

      Sil
  2. bu puzzle serüveninin 500 parçayla sonlanmayacağı aşikardı :) geçmiş olsun :)

    leyla ile mecnun'u seyretmiş miydin şaşkıncım? ben ne yazık ki zamanında izlememiştim, şimdilerde onlarla yatıp onlarla kalkıyorum. Neyse efendim konumuza gelecek olursam, Mecnun da böyle arada "ben bu oyunu bozarım" diye atarlanıyor, güldüm okuyunca :) Sen yine de çok hırslanma yani bozucam diye oyunu, hem puzzle yapmak eğlencelidir, olaya oradan bak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler sevgili adaşım. Gözlük tak, gözlük çıkart, minnacık parçalara bakmaktan şaşı bak şaşır oldum, 1000'de jübile yapmayı umuyorum. :))

      Her ne kadar Burak Aksak mizahını sevdiğim bir senarist, Onur Ü. de fakülteden hatırlayıp sevdiğim bir alt devrem olsa da ne yalan söyleyeyim baştan sona bir bölümünü bile izlemedim Leyla ile Mecnun'un. Ama eşim bir ara çok izliyordu, kulağıma oradan takılmış görünen o ki. Öncesinde biracı Cemil'e selam var; devamını da "bu da bir film/dizi repliği ama hangisinin bilemedim" hissiyatıyla yazmıştım, bak böylece açığa kavuşmuş oldu. :)

      Sil
    2. ben de tv'de çok popüler olduğu dönem hiç seyretmeyip sonra övgüleri duyunca bir iki bölüm seyretmiş ama "hiç sarmadı" beni deyip bırakmıştım. salgın döneminde şöyle beni uzun süre oyalayacak bir dizi arayışındayken imdadıma yetişti. müthiş. bayılıyorum her bir tiplemeye ayrı ayrı! izlemelisin bence, eminim seversin. bazen kendi kendime kahkaha atıyorum evde, o derece :) bu arada "ben bu oyunu bozarım" bir kadir inanır repliği aslında da mecnun da ona öykünüyor :P

      Sil
    3. Doğru ya Tatar Ramazan. Hay bin yaşa! Hatta "benim adım Tatar Ramazan, ben bu oyunu bozarım" diyormuş Kadir Abi. Zihnimizdeki zip dosyalarının bize yaptıklarına bak hele. :) Karikatürcüler gibi senaristler de "ahan da bizim repliği kullanmışınız izinsiz" diye kapımıza dayanmaz bi gün inşallah. :))

      Sil
  3. Arayı uzatmayalım lütfen, o zaman içimizin gittiği çikolatayı bak hemen yedim bitti dememek için boğazımızı zoraki tutmaya çalıştığımız hallerde kalıyoruz, okumak için iteledikçe iteliyorum ama bilirsin ki ne yaparsan yap sonunda yenilen sen olursun, okudum, güldüm:) E....? Boş bırakmayalım okuru lütfen. Hadi bir iki... hadi üç tamam da bir haftayı aşmak ne?:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikayenin diğer tarafından bakacak olursak "vay arkadaş, son yedi haftada tamı tamına on yazı yazmışım, eferim kendime" diyor bu tembel yazar da mesela. :))

      Sil
  4. Ergen keyfi için çiğ tavuk bile yemiş bir anne olarak, azıcık bıyıkaltı bir gülümseme ile izliyorum olanı biteni. Kolay gelsin, ne diyeyim? :))

    Bir de siz iki adaşın yazışmalarını okuyarak eğleniyorum doğrusu, affınıza sığınarak, çok hoşsunuz. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler sevgili Ekmekçikız. Bu kasvetli gündemde biraz gülümsetebiliyorsak ne mutlu. :)

      Küçük Ördek'ti, küçük ergen oldu; bizim maceralar ergen irisi olarak da devam eder gibi. :))

      Sil
  5. hama boncuk döneminde bir anne olarak bi an geleceğe gittim geldim :)) aklım gitti geldi gitti geldi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dağılan boncuklar, ütüye yapışan boncuklar, yapışıp yamulan boncuklar, o kadar uğraştım bozuldu/kırıldı bu diye mızıldayan çocuklar... Bak yine seğirmeye başladı sağdan sağdan. Neyse ki bitti gitti o günler. :)))

      Sil

Etiketler

#100.Yıl #29Ekim (1) #ağacımadokunma (1) #AilemizinGurusu (1) #anılar (7) #ArtRecreation (1) #ayrıyazılır (1) #bavulculuk (2) #benimadam (2) #BigSis (1) #bing #ai (1) #Caillou (1) #canımbabam (1) #coronatürmort (1) #Covid19Günceleri (3) #Dark (2) #dikkateksikliğisendromu (4) #doğruyazınkardeeeşim (1) #doğumgünü (3) #GameofThrones (4) #GeorgeR.R.Martin (5) #göçebe (6) #göçmenkadınlar (1) #gurbetçilik (7) #hemşire (1) #hemşirelik (6) #Hıdırellez (2) #içindenalmanyageçenyazılar (5) #İçindenAlmanyageçenyazılar (3) #içindenciddiyetgeçenyazılar (18) #içindenfilmgeçenyazılar (2) #içindenhüzüngeçenyazılar (1) #içindenistanbulgeçenyazılar (4) #içindenizmirgeçenyazılar (7) #İçindenMatrixGeçenyazılar (14) #içindenmizahgeçenyazılar (70) #içindenmutlulukgeçenyazılar (7) #içindenromanyageçenyazılar (2) #içindenşarkısözügeçenyazılar (32) #içindenşiirgeçenyazılar (17) #ileridönüşüm (2) #kafamaneredenesersekuşağı (5) #karantinahalleri (3) #Kayu (1) #kedigünlükleri (4) #kendimenotlar (8) #kim-olduğunu-bilirsin-sen (5) #küçükbirader (2) #küçükergen (9) #küçükkankam (7) #küçükördek (20) #lakap (1) #lost (1) #Marduk (2) #mercekbulut (1) #mim (10) #mindfulness (1) #mutluluk (2) #mylittlefeltstuff (4) #özürdilerimsezenaksu (1) #RIP (11) #seçmesaçmalar (1) #sevgiligünlük (1) #sevgililergünü (2) #SeziKalkavan (1) #soneryalçınlütfenbanakızma (1) #sonhavabükücü (2) #sonsuztemizlikdöngüsü (5) #şaşkın (42) #ŞaşkınınADHDGünlüğü (7) #ŞaşkınınAÖFmaceraları (10) #ŞaşkınınBayramÇelıncı (4) #şaşkınınsevgililergünüdileği (3) #şaşkınjunior (1) #şaşkınmutfakta (6) #şaşkınya (1) #tatil (1) #telekom (1) #uykusuzluk (1) #ValideSultan (18) #vallahidebunlarhepmizah (1) #yapayzeka (2) ArtRecreation (1)