Tarih: 22 Haziran 2002. (O kadar olmuş mu sahi?)
Yer: İstanbul, Bağdat Caddesi. (Ahhh nasıl da özledim!)
Bazen normalde hiç dinlemeyeceğin, sağda solda kulağına takılmaktan öteye gitmeyecek bir şarkı, bir bakarsın mutlu anılarından birinin kahramanı oluverir ya. İşte bu onun kısa hikayesi.
Zamanın Kozyatağı çetesiyle sevgili hemşirem Evren'in evinde toplanmış; futbolu seveni, sevmeyeni pür dikkat, Türkiye - Senegal karşılaşmasını izliyoruz. Maç uzatmaya gidiyor, heyecan dorukta. O bir golü attık mıydı Dünya Kupası yarı finalindeyiz. Beklenen gol 90+4'te geliyor; birbirimize sarılıp sevinç çığlıkları atıyoruz evin içinde. Derken birimiz "hadi" diyor "yürüyün Cadde'ye".
Marşlar, tezahüratlar eşliğinde Bağdat Caddesi'ndeki çılgın kalabalığa karışıyoruz. İstanbul sokakta, yer gök mutluluk sesleriyle inliyor. Araç konvoyunun başını çeken araba bize doğru yaklaşıyor, kocaman bir hoparlörden bangır bangır çalan müzik eşliğinde.
Birden şarkı değişiyor, kalabalık iyice coşuyor. Sonrası, o gün bugündür aklımızdan silinmeyen, tam bir film sahnesi.
Bir abi yanaşıp duruyor hemen yanımızda. Elindeki büyük bayrağı büyük bir özenle rulo haline getirip bize doğru uzatıyor,
"Bi dakka tutabilir misiniz benim için" diyor, işaret ve baş parmakları ile de kastettiği süreyi destekleyerek.
Ve şaşkın bakışlarımız ve çalan müzik eşliğinde, o günlerin popüler çekirge dansını yapmaya başlıyor caddenin hemen kenarında büyük bir ciddiyetle.
Hoplayıver çekirgeee
Zıplayıver çekirgeee
Benim canım çekirgeee
Bıdı, bıdı, bıdı, bıdı çekirge
Nakarat bitiyor, abi dans etmeyi bırakıp yine büyük bir ciddiyetle, hani biraz önce coşkuyla dans eden o değilmiş gibi, teşekkür ediyor; bayrağını geri alıyor ve kalabalığın içine karışıp gözden kayboluyor.
Çekirgenin ayağında
Çizmesi, çizmesi...
O tuhaf ama garip bir şekilde bir o kadar da eğlenceli şarkı caddeyi inletmeye devam ederken, ne oldu şimdi burada dercesine bakakalıyoruz gizemli, bayraklı abinin arkasından.
Mutlulukla ve ortak bir coşkuyla sokaklara döküldüğümüz belki de son gün bugün oluyor benim için. O mutlu günün mutluluk dansı şarkısı da Çekirge.
Nurlarda uyusun Oğuz Yılmaz'ın genç yaşta ölüm haberini okuduğumda zihnimin mutlu anılar klasöründen böylece zıplayıverdi çekirge. Başka hangi şarkıları vardı, nasıl bir insandı hiç bilmiyorum ama gözleri ile gülen bir insan iyi insandır, biliyorum.
Hop, hop hopla çekirge
Zıp, zıp zıpla çekirge
Benim canım çekirge
Bıdı, bıdı, bıdı, bıdı çekirge
Efsane yıllar... Belki de en çok ve sebepsiz gülüşlerin, kaynağı belli hüzünlerin yaşandığı o evin dili olsa da konuşsa. Senin çekirge hoplar durur artık bütün gün benle 🤣
YanıtlaSilHem ne efsane! Ve o ne müthiş bir gündü ve ne güzel abimizdin sen bayraklı abi. :)) Anılarda kalmasın, buraya da not olarak düşsün istedim.
SilSon olarak sana diyeceğim o ki; hadi bakalım boş boş oturmayalım, hoplayıveeer çekirgeeeee :)
Al bakiim bu da uyarlaman:
Hemşiremi salıverdim / Banyoya, banyoya/ Fayansını koymadı / Duvara, duvara / boyayıver hemşire / fırçalıyver hemşire / Benim canım hemşire / bıdı bıdı bıdı bıdı hemşire
:)))
Sevgili Evren'le İstanbul'da birlikte okuduğunuzu çıkardım. Ne güzel:)
YanıtlaSilBayraklı abinin cadde ortasında oynaması hiç unutulmayacak, silinmez anılardanmış sahiden. Tebessüm ederek okurken Çekirge'nin Oğuz Yılmaz'la bağlantısı beni de hüzünlendirdi. Başka hangi şarkıları vardı ben de bilmiyorum. Her daim gülümseyen, sevimli bir yüz ve onunla özdeşleşmiş ''Çekirge''.
Gözleri gülümseyen insanlar, iyi insanlardır bence de.
İyi ki yazdın sevgili şaşkın.💐💐
Evet bir İstanbul var, hem de epey uzun bir süre, ama mezuniyetten sonra. Önce ben geldim, hasretime dayanamadı peşimden geldi. Sonra da aynı şekilde ben onun peşinden Bursa'ya. :))
SilArada ülke falan da değiştiriyoruz ama sonunda yine buluyoruz birbirimizi. :)
Bayraklı abimizi yerleştirsen bir Yılmaz Erdoğan ya da Cem Yılmaz filmine, hiç sırıtmazdı. Öyle karikatürize bir sahne. Onca sene geçti üzerinden hala hatırladıkça gülümsetir. :)
Ahh! Bir zamanlar her şeye rağmen böyle sevinçler, sokaklarda eğlenmeler oluyordu. Yine olacak, yine olacak...
YanıtlaSilOğuz Yılmaz genç gitmiş, üzüldüm doğrusu, yakınları için çok zor.:(
Tüm kalbimle umuyorum ben de. Bu kollektif sevinçlere öyle çok ihtiyacımız var ki. <3
Sil