Girmediğim dersler, çalışmadığım üniteler burnumdan fitil fiti gelir, yeterince çözmediğim testler mega hafıza damlacıkları olarak çıkarken bir bakmıştım ki sınav günü gelmiş çatmıştı...
***
Şaşkın'ın AÖF Sınavlarıyla İmtihanı - Bölüm 1
Bölümümün, paçası sıkışıp son gün sabaha kadar çalışan tembel öğrenci kontenjanını başarıyla doldurmuştum doldurmaya da uyuya kalıp sınavı kaçıran öğrencisi olmamaya kararlıydım.
Kısacık bir uykunun ardından, cayır cayır çalan telefon alarmımın yardımıyla, erkenden uyandım. Gecenin yorgunluğunu üzerimden atabilmek ve ayılabilmek için zift gibi demlenmiş kahve ile yıkanırken "sınav için tavsiyelerin var mı?" diye sordum LGS kariyeri yapmakta olan Küçük Ergen'e.
"Optik formsa mekanik kalem kullanırsan daha iyi olur. Bi de şıklar arasında üç benzer varsa cevap dördüncüsüdür." diye yanıtladı, kendinden gayet emin.
Bi bildiği vardır elbet dedim. Aldım tavsiyelerini, kendisinden ödünç kalem ve silgi ile birlikte cebime attım.
Saat hala erken, gün aydınlanmamıştı ama "üç dakika geç kalınca sınava alınmayan olgun öğrenci, okul kapısında sinir krizi geçirdi" alt metni ile üçüncü sayfa haberi olmamak için vakitlice okulun yolunu tuttum.
Sınav eve yirmi, yirmibeş dakika yürüyüş mesafesindeki bir lisedeydi. Hızlı bir yürüyüş ile gereğinden fazla vakitlice okul bahçesine giriş yaptım. Tembel ama sorumluluk sahibi bir öğrenci olarak sınav giriş belgesini önceden dikkatlice okumuştum. "Kimlik kontrolleri, üst araması ve salona yerleştirme işlemlerinin zamanında tamamlanabilmesi için sınavdan en az bir saat önce sınav binasında hazır bulunmam" gerekmekteydi ama daha soru soracak bir görevli bile yoktu ortada. Sorumluluk sahibi öğrenci kontenjanındaki diğer iki kişiyle birlikte bahçede beklemeye koyuldum.
Sınava girerken içeriye kalem, silgi, kimlik ve kendinden başka bir şey sokmak yasak. Dolayısıyla liseye giriş sınavına giren öğrenci gibi yanında velin ile gelmemişsen, ciddi bir sıkıntı. Yanında defter, kitap, telefon dahil hiç bir ekstra eşya olmaması gerekiyor.
Elimde okunabilecek tek şey Sınav Giriş Belgesi olunca başladım tüm kağıdı baştan aşağı tekrar hatmetmeye. "Sınav başladıktan sonra ilk yarım saat ve son on beş dakika dışarı çıkmak yasaktır" maddesinde aldı mı beni bir panik, bir telaş. Eksik olmasın AÖF beşi bir yerde sınav takmış üzerimize. Tekmili birden beş sınav arka arkaya. Nasılsa son anda insafa gelip, geriye kalan tek bir dersin sınavını ise ertesi güne bırakmışlar. İlk AÖF sınav deneyimim olacağı için bu beş sınavda nasıl olacak sistem, henüz bilmiyorum. Sınav giriş belgesinde sadece sınavın başlangıç saati ve ders isimleri var ama bitiş saati vs yok. Hiç ara vermeden yapılsa, kabaca bir hesapla her bir ders 20'şer sorudan minimum 20'şer dakika olsa eder sana 100 dakika. İçmişim kahveleri, suları e nasıl çıkarım çişim gelirse dışarı?
Sınavın başlamasına kalmış yarım saatten biraz fazla bir vakit ama hala içeriye aldıkları yok. Hesap kitap gösteriyor ki tuvalete de gitmem şart. Kapıdaki görevlilerden birini gözüme kestirip, tuvalete girme ihtimalimin olup olmadığını sordum en şirin halimle. Sınav görevlisi kibar, gençten bir çocuk. Zarfıma bakacak hali yok, yaşlı başlı kadını üzmeyeyim diye düşündü muhtemelen. Eksik olmasın gidip içeriden birileriyle konuştu ve müjdeli haberle geri geldi. Lakin kaçak içeri girip, soruları filan çalmaya teşebbüs etmeyeyim diye de tuvaletin kapısına kadar bana eşlik edip, işimin bitmesini bekledikten sonra tekrar dışarı çıkarıp, kapının önüne koydu beni.
Tuvalete giderken okulun içine şöyle bir göz attım. Otuz küsur sene önce, bizim zamanımızda, nasılsa okullar değişen pek bir şey yoktu. Aynı ruhsuz koridorlar, mavinin en soğuk, en sevimsiz tonuna boyanmış duvarlar. Alaturka tuvaletlerde çalışan bir sifon ara ki bulasın, tuvalet kağıdı zaten hiç arama, o ultra lüks bir ürün günümüzde. Sabun neyse ki vardı.
Sınava az bir süre kala içeri aldılar sonunda. Girdiğim sınıftaki herkes benim gibi Tarım Teknolojisi öğrencisiydi ve büyük çoğunluk da benim gibi olgun öğrenci. Zaten genç insanın bizim bölümde işi ne? Onların hepsi Yutub'da, Tiktikitok'ta takılıyor. Peki benim bu bölümde ne işim var? İlk sınav aşamasına kadar da geldim ama hala çözebilmiş değilim. Sınıf mevcudunun yaklaşık olarak yarısı da son dakika benim aydınlanmamı yaşamış olsa gerek ki sınava gelmemiş.
Pandemi ortamında yapılan sınavda maske takmak zorunlu. Gel gör, yurdum insanının sadece ağız kapama şeklinde maske kullanım modeli burada da yaygın bir trend. Gözetmen kadın da aynı modeli tercih ettiğinden, kimseyi uyarmaya da gerek duymuyor haliyle.
Cinsiyet fark etmeksizin bir diğer trend, şeffaf, ince uzun ve kapaklı kalem kutuları. Sanki dışarıda bir AÖF kırtasiye ofisi varmış da bu kadar insan aynı model kalem kutusunu oradan almış gibi. Ya da Sims'de kalem kutusu güncellemesi almışlar da benim Sahip yatırımı yine başka yere yapmış. Yalnız kalem kutusunun da hakkını yememek lazım. "İçeriye hiiiç bişiiii sokamazsın kaaardeşiiiim" kuralı için gayet mantıklı ve kullanışlı bir ürün. Buna alternatif erkekler arasında popüler olan ürün ise mini eczane poşeti. O da pratikliğiyle göz dolduruyor.
Meşhur kalem kutusu. Ben o kadar uğraştım, ancak böyle bir fotosunu bulabildim. Bizzat bulup, satın alan ve kullanan öğrenci arkadaşlarımı tebrik ederim. |
Devam Edecek...
Beklerken öncesine de bi göz atmak istersen:
(Valide Sultan Özel Dip Not) Şaşkın Hanım ne diyor siz, anlamıyor ben:
* Yıldızı koydum koymaya yukarıda ve "şarkının orijinalini dinlemek istersen" diyip yine link vermek de isterdim ama dinlemek istemezsin. Valla bak istemezsin. :) Kuaför televizyonundan dolma Türkçe sözlü müzik bilgimle aklımda kalan bir cümleden (hayatı tesbih yapmışım - aynı zamanda adıymış şarkının) arattığım Gugılım her şeyim verdi sözlerini, ben de mini bir uyarlama yaptım. Bir sürü tanımadığım şarkıcı söylemiş de tesadüfün böylesi bak, tanıdığım tek ve en ünlüsünün adını paragrafın ilk kelimesi olarak kullanmışım. :))
yorumu güle güle yazıyorum, ellerine sağlık adaşcım :) şarkıyı ben de bilmiyormuşum ve tamamını da dinleyemedim ama nakarat kısmına senin sözleri uydurup tekrarladım ve çok eğlendim, dahası şu anda da içimden söylemeye devam ediyorum :)
YanıtlaSilbir "olgun öğrenci" kolay yetişmiyor netekim, azmine hayranım şekerim :)
o kalem kutusundan benim de var bu arada :) salgın öncesi girdiğim yabancı dil sınavında vermişlerdi. benim o sınava girmem de ayrı bir şaşkın şule macerasıdır aslında. zira "ne diyor olabilirler ki" diye düşünüp kılavuzu okumadan sınava gitmiştim, sonra üzerimdeki yüzük, küpe ve bilimum benzeri şeyi oradaki emanetçiye bırakmak zorunda kalmıştım!
Ya o şarkıyı bilmeyelim zaten. Olmaz olsun öyle şarkı. :)))
SilKalem kutusu olayı çok esrarengiz yalnız. Böyle bi örnek herkeslerde, Kim Jong dağıtmış gibi. Koydum kafaya ben de bulup alacağım. :)) Neyse bizi öyle aksesuarlara varıncaya kadar aramadılar da kocaman "her şeye hazırlıklı anne" çantamla girebildim içeriye.
çok eğlenceli bir yazı yazmışsınız :)
YanıtlaSilbütün sınavları tek bir gün yapsalar daha kolay olur bence :D
Teşekkür ederim. :)) Bu sefer de üç üç bölmüşler finallerde. Bakalım onu da yaşayalım karşılaştırırız sonra hangisi daha iyi. :))
Sil:) Eşimin her sene ısrarla girdiği adını artık her sene değiştirdiklerinden bilemediğim üniversiteye giriş sınavlarında veriyorlar o kalem kutusunu, e o kadar sınava giriş parası ödeniyor versinler tabi diye düşünüyorum. :D
YanıtlaSilBende seneye niyet ettim bir bölüm bakacağım kendime bana ön izleme oldu sizin yazı teşekkürler. :D
Hmmm, neyse altından Matrix çıkmadığına sevindim ne yalan söyleyeyim. :)))
SilBenimki sınavsız ikinci üniversite ya, ondan Fransız kalmışım demek bu konuda. :))
Şakası bir yana çok güzel bölümler var ve AÖF sistemi de gerçekten inanılmaz gelişmiş. Sıkıntım kendime seçtiğim bölümde. İnsan bi kendini tanır, öyle seçer bölümü. Sen ki çiçek, bitki, böcek konularından bi haber insansın. Daha tarla, bahçe adımını atmamışsın. E biraz zorluyor haliyle. Yine de ucundan azıcık da olsa bayağı bi bilgilendim. O da yetiyor şimdilik. :)) İkinci Üni. düşünürseniz eylülde açılıyor kayıtlar, ekim başı gibi de tamamlanıyor. Kaçırmayın derim.
Gülmem durursa yazacağım iki kelam ama duracağı yok gibi... Kishon güzellemeleri yapamayacağım için epey üzgünüm, aştın diyecektim ve oradan yürüyecektim ki en azından onu demiş olayım:)
YanıtlaSilİlahi Buraneros! Aşmak falan, o kadar da değildir ama güldürmesine sevindim. :)))
SilYa lanet olsun içinizdeki eğitim aşkına dedim☹️en son ben Akdeniz üniversitesinde bir fakültede sınava girdim.senin yazdıklarından sonra vc sini ve amfisi ni hatırladım hayattan soğudum tekrar♥️
YanıtlaSilOlmasın olmasın. Alzaymıra, demansa nanik çekicez, en kuuul süper büyütanne olucaz ilerde, gör bak. :))
SilYalnız o okulların hali hakkaten insanı hayattan soğutur. Değişmeyen tek şey bi değişim, bi de bizim okullar. Hadi bizim dünyadan haberimiz yoktu da yazık lan zamane bebelerine.
Gülünüz Güldürünüz efenim:) Pek çok cümlede kopptum:))) Sınav heyecanı ve sorumlu bir öğrenci olarak vaktinden bile önce orada olmanız aynı zamanda sınavlarda başarılı olacağınızın kanıtıdır. Yoksa mümkünatı yok ayaklarınız geri geri giderdi:) Her ne kadar son güne, son ana kakalama alışkanlığınız varsa da benim gibi, dersler de hatmedilmiş, e hadi bu çok iddialı bir kelime dersen, ''Yeterince çalışılmıştır'' O şeffaf kutuları da ilk kez sayende gördüm. Üstüme iyilik sağlık, o ne ayol:))
YanıtlaSilBenden fazla olaya motive olmuş Valide Sultan faktörü stresi var esasen üzerimde. Bi bilsen nasıl bi mutlu öğrenim hayatına döndüm diye. El mecbur bitireceğiz başladığımızı. :))
SilKalem kutuları konusu büyük bi muammaydıydı da sağ olsun komşular yorumlarda yetişti yardıma. :))
Her zamanki gibi çok güzel bir yazı olmuş yine. Siz yazmaya bizde okumaya devam ��
YanıtlaSilÇok teşekkürler. Sevgiler :)
Sil