HES kodumda var bir kilit
Olmuşum kim-olduğunu-bilirsin-sen pozitif
Otur Şaşkın derslerinin başına
Boş boş geçmez bu karantina
Küçük Ergen'in odasına çökmek suretiyle yerleşmiş; hayat sana ders çalış diyor, çalış Şaşkın çalış ara gazıyla oturmuştum bilgisayarın başına.
***
Küçük Ergen'in odasına bir güzel yerleştikten hemen sonra derslerimle tanışmak için bir heves Ekampüs'e giriş yaptım.
İlk dönem altı tane dersim var: Almanca, Bahçe Tarımı I, Bireyler Arası İletişim, Ekoloji ve Çevre Bilgisi, Genel Biyoloji ve Tarla Bitkileri I.
Dersler alfabetik sıraya göre dizilmiş sayfaya. Yabancı dilde İngilizce'ye muafiyet hakkım var aslında ama işte denizde kum biter, bizim Şaşkın'da çelınc* bitmez. Yaz kızım Şaşkın'a bi Almanca dersi oradan. Kaç senedir nadasa yatırmışım, az pası silinsin, canlansın di mi ama?
İlk ünitelerin kolay olacağını düşünerek ilk sıradaki Almanca'yı es geçtim ve sıradan devam ederek Bahçe Tarımı dersini açtım.
Uuu dostuuum AÖF yapmış ki ne yapmış. Kitap desen html'si, pdf'si, seslisi, epub'ı derken dört farklı formatta. Bütün kitabı açmak istemedin mi, peki o zaman al sana ünite pdf'leri, o da mı olmadı buyrun ünite özetleri. Gel vatandaş gel, infografik var, konu tabanlı video var, canlı ders kayıtları var, etkileşimli içerik var... Bi de benim gibi kestirmeden dolaşıcılar için sorularla öğrenelim, alıştırmalar ve çıkmış sınav soruları da koymuşlar. Daha ne olsun?
İlk ders, ilk heyecan... En ciddi öğrenci pozisyonumu aldım, kitabın sayfalarını çevirmeye başladım. Ünite 1 - Bahçe Bitkilerinin Tanımı ve Sınıflandırılması. Daha ikinci sayfaya gelmiştim ki tablolar başladı. Meyvenin türü, botanik adı, takımı, familyası, türü, anavatanı, ebesi... Dedim buralar hep ezber, bunlar az dursun burda ben bi sonraki derse bi bakayım, o nasılmış?
Biraz yürüsem mi ben ya yürüyüş bandında? (Evde Teşhis Dikkat Eksikliği Sendromum İç Ses)
Sıradaki ders Bireyler Arası İletişim. Dedim ya burası bizim tükkan, o iş cepte. Çıkmış sorulara bi bakarım sonra olur biter.
Netfilis'e mahçup zevkim* You'nun üçüncü sezonu gelmiş. Bi bölümcük izlesem... (Evde Teşhis Dikkat Eksikliği Sendromum İç Ses)
Sıradakiii...
Ekoloji ve Çevre Bilgisi. Şöyle bi konu başlıklarına ve içeriklerine baktım. Beni aldı bi kaşıntı. "Suyun azı karar, çoğu zarar. Sıcaklığı da abartmanın alemi yok. Hızlı rüzgar cık cık, hafif rüzgar şak şak." olma mıydı, olsa da bize yetme miydi? Peki bütün bu konular da neyin nesiydi?
Bi bölüm daha You izleyebilirim bence... (Evde Teşhis Dikkat Eksikliği Sendromum İç Ses) - SEZONU BİTİRDİ
İki iletişim sorusu çözeyim de az havamı bulayım bari diyip geçmiş sınav örneklerinden birini açtım. Demez olaydım! İlk testte bir sürü yanlışım çıkınca utançla bir tane daha yaptım. Yanlış sayım yeni testte azalacağına arttı. Tamam bin yıl önce mezun oldun da, bu kadar da olmaz, bu ne rezalet Şaşkın? Bak millete anlatamazsın sınavda da bu sonuçları alırsan, rezil rüsva olursun dedim ve oturdum ünite ünite konuların üzerinden geçmeye başladım.
Kitapta şöyle bi örneğe denk geldim, serde Anadolu İBF'lilik var, bilemedim gülsem mi ağlasam mı yar:
"Dünyadaki iletişim, bilimkurgu filmi Yıldız Savaşları’ndaki (Star Wars) Kaptan Spock’ın yaptığı gibi, bireylerin kafasına dokunularak kurulabilseydi tüm iletiler, bir beyinden diğerine kusursuzca aktarılabilirdi. "
Alien'deki Mad Max değil miydi o yahu, ufak bi karışıklık olmuş sanki? :))
Aaa Julia Roberts'ın mini dizisi mi varmış? (Evde Teşhis Dikkat Eksikliği Sendromum İç Ses) - DİZİYİ BİTİRDİ
Peki ya Genel Biyolojide ne varmış diye bakarken bana baştan aşağıya bi titreme geldi, bileklerimi kokusunu almadığım kolonya ile ovalamaya başladım.
Domates, biber, patlıcan ekicem sanan Şaşkın'a Mendel ve bezelyeleri şoku!
"Sana elma bahçesi vadetmemiştim Şaşkın. Ne bekliyordun ki?" diye ünledi Matrix'ten yankılanan iç sesim.
Tamam itiraf ediyorum "domates, biber, patlıcanı" şimdi cümle havalı olsun diye uydurdum da ben aslında o kadarını bile düşünmemişim, hatta hiçbir şey düşünmemişim ya bu bölüme kayıt olurken! "Bi gelecek tarımda" var elimizde, gerisi öğrenci kayıt işleri. OMG Houston, we have a problem!
***
- Alo... Açık Öğretim Fakültesi Öğrenci İşleri mi?
- Evet, buyrun nasıl yardımcı olabilirim?
- Yeni kayıtlara "bir kereye mahsus olmak üzere pişmanlık değişimi" gibi bi uygulamanız yok mu acaba? Hani "ben ettim siz etmeyin, gelin şu bölümü şöyle daha esnek, biraz da gevşek bi bölümle değiştiriverelim" kabilinden.
- Maalesef Şaşkın Hanım, kampanyalarımız kayıtlarımızla sınırlı...
Devam Edecek...
Beklerken öncesine de bi göz atmak istersen:
İzlemek istersen:
Homecoming - Amazon Prime
You - Netflix
(Valide Sultan Özel Dip Not) Şaşkın Hanım ne diyor siz, anlamıyor ben... Bu ne ola ki dersen:
* Çelınc: "Meydan okuma" anlamına gelen İngilizce "challenge" kelimesine gönderme.
* Mahçup zevk: Aslı "guilty pleasure" ve "suçlu zevk" bire bir Türkçe'ye çevirisi. Türkçe'de "mahçup zevk" diye kullananlar da olmuş. Mahçup kelimesi buradaki anlamı bence çok karşılamasa da daha romantik mi geldi ne, onu kullanmayı tercih ettim. :)) Kişinin aslında toplum genelinde kötü, saçma, garip vb olarak kabul görmüş bir filmi, tv dizisini ya da şarkıyı böyle kaçamak kaçamak, hani biraz da keyif alarak, gizlice izlemesi/dinlemesi ya da sağlıksız ama çok da sevdiği bir gıdayı (jöleli şekerlemeler kalp ben) yiyip/içmesi durumu olarak tarif edilebilir anlamı da.
Bunca zamanı nasıl buluyorsun, hayır hiç uyumuyor musun? Başladığım ama bitiremediğim diziler külliyatı yaparım o derece, bir de Ahbcnbce'si olan bir insan olarak nasıl oluyor da bir diziyi sezonuylan seyredip de baş ediyorsun. Allahım sana geliyorum gibi bir durumum olur benim mesela.
YanıtlaSilBen ne yaptığımı biliyo muyum hemşireee? Yetmiyo bi de durduk yere uyuyan devi uyandırdın, yılbaşı kapı süsü var üretimde. Gideyim de onu çalışayım bak azıcık. Yeni yıla kadar inşallah bitiririm hayırlısıyla. :))
Silben de bir işe başlamak zor geldiğinde on bin tane şey bulurum yapacak ama bunları senin kadar eğlenceli anlatamam :) sonra da vicdan azabı gelir çöreklenir üzerime, çalışmak yerine nelerle uğraşıyorsun diye iç sesim azarlar falan.
YanıtlaSilsana güveniyorum ama şaşkıncım, oturup hatim edeceksin sen bu dersleri, başla bir, sonrası gelir :)
Bizim jenerasyona bu "sorumluluk duygusu" dozunu öyle yüksek yüklemişler ki komşucum, sanırım yenilere pek bir şey kalmamış elde. :) Bir yanım diyor ki "kaybın ne ki, olmadı bırakırsın", öte yanım hemen bıkbıklamaya başlıyor "hiç olur mu öyle şey, bitir adabıyla, başladığın işi". :))
SilTam da ders çalışmaya oturunca yapacak bin türlü "başka" iş bulmak başarım nedeniyle (merak edip öğrenmeye bayılırım, ders çalışmayı hiç bir zaman sevemedim) şu ikinci üniversite eylemine girişmedim. Ders çalış, sınava gir, yok yaa başka sıkıntın! dedim durdum kendime.
YanıtlaSilŞimdi bu yazıları okuyunca aferin kendini biliyorsun, bak aynı sıkıntıya girecektin işte, dedim. Tabii ki yine kendime! :))
Bende de durum pek farklı değil aslında. Daldan dala, konudan konuya atlama maceralarım da ileriki bölümlerde olacak. Girdik bi işe bakalım, öğrendiğim kar diye bakıyorum artık. :))
SilValla bayıldım. Dedim hep; bu Şaşkın'da cevher var ama inanmadın bana, lakin şu an ben de şaşkınım. Çünkü bu kurgu muhteşem, hakeza espriler göndermeler, çakmalar falan... ne iş? Ben de mi c-19'la yakınlaşsam, hem sürekli roman yazsan, yazarsın sen diyen ama aslında bana nal toplatacak bir takipçim var ki anladın sen onu. Bak, biliyorsun adını hep andığım bir mizah yazarı var, külliyatını okumuşum. Ama şu üç yazının kurgusu var ya, başka ve acaip bir tat. Bilim kurgu gibi demeyeceğim, lakin ona emsal bir kelime bulamadım, dur dur, havalı bir şey buldum, bilimkurgusal gerçeklik; bu özel bir tat. Yeni sayıları çok heyecanla bekliyorum. Hem beklemenin tadı ve heyecanı da da güzel bir şey:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Buraneros. Yıllardır beklediğim malzeme meğer ikinci üniversitedeymiş. Hiç olmadı blog yazdırdı derim ileride. :))
SilSen otur yaz yine romanı ama yok, kim-olduğunu-bilirsin-sen'le yakınlaşma hiç. Benim gibi coranacık bile olsan, yaşattığı "ya birine bulaştırdıysam" stresi bile yetiyor.
Pek zevkliydi okumak. Anlatım süpperdi:))) Okurken gözümün önüne geldi her bir kaytarış sahnesi ve pek bir tanıdık:) Böyle zamanlarda bendeki SON şöyle gelişir. O dünya kadar vakti bol bol harcarken iş başı yaparım ama anında bir esneme, bir uyku. Filmi geriye sar, hiç gelmedin görmedin, bakmadın, ucundan tutmadın o işin kızım sen. Daha vaktin çok, sonra yaparsın,edersin telkinleriyle. Uzatmayayım. Kendimi dara düşürürüm en sonunda. Bit kadar vakit kalmıştır halletmek için. Ama hep hallolur biliyor musun? Olan bünyeye olur. Panik, gerilim, yetişmeyecek korkusu, uykusuzluk... Ama sonuç hep süper olur:)) Senin de öyle olacak sevgili komşucumm. Buralarda kutlama yapacağız;)
YanıtlaSilÇok teşekkürler. Ben çok eğleniyorum yazarken, okurken size de geçiyorsa aynısı ne mutlu bana.
SilEvde teşhis Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu kaynaklı diyorum ben bu duruma. :)) Kendimi bildim bileli var. Hiperaktivite kısmını yıllar içinde az biraz yola koydum sanki de dikkat eksikliği hala başa bela. Olsunmuş ama dünyanın bizim gibilerin yaratıcı enerjisine de ihtiyacı var. Yoksa hayat çok sıkıcı olmaz mıydı? :)
Üniversite yıllarımda o ders çalışmam gereken zaman diliminde ne şiirler, hikâyeler yazardım. Aaaa, ben de mi üniversiteye kaydolsam roman bile yazabilirim belkim :D
YanıtlaSilEn azından bol bol malzeme verip blog yazdırıyormuş. Kesin bilgi. :))
Sil